“İyi misin dostum?”
“Evet.”
“Emin misin? Biraz zor nefes alıyorsun gibi.”
“İyiyim.”
“Güzel. Rahatlarsan daha çabuk biter. Başlamak için sadece bazı temel bilgilere ihtiyacım var.”
“Temel?”
“Basit şeyler.”
“Tamam.”
“Kolay bir soruyla başlayalım. Adın ne?”
“Roy.”
“Soyadın ne?”
“Fromeir.”
“Peki, Bay Fromeir, kaç yaşındasın?”
“16.”
“Okula gidiyor musun?”
“Hayır.”
“Neden?”
“Bilmiyorum. Gitmiyorum.”
“Yalnız mı yaşıyorsun?”
“Hayır.”
“Annen ve kardeşin Bill ile yaşıyorsun, değil mi?”
“Evet.”
“Güzel. Güzel. İyi gidiyorsun. Ama şimdi daha zor sorular sormam gerekiyor, tamam mı? Bunu kaldırabilecek misin?”
“Evet.”
“Aferin. Kardeşin Bill başını belaya sokmuş. Kötü bir şeyle suçlanıyor.”
“Suçlanıyor mu?”
“Kötü bir şey yaptı. O küçük kıza. Jennie Connor.”
“Ya…”
“Açık konuşmak gerekirse, Bay Fromier, bu olayla ilgili bir şeyler bildiğini düşünüyorum. Bugün burada olmanın sebebi bu. Bill ve o küçük kız hakkında bir bildiğin olduğunu düşünüyorum.”
“Ben…”
“Çekinme.”
“Ben…”
“Rahatla. Başın belada değil. Sadece şu soruya cevap ver. Bill’in Jennie’yi ormana götürdüğünü gördün mü?”
“Onları görmedim.”
“Gerçekten mi?”
“Jennie’yi gördüm. Bill evdeydi.”
“Jennie’nin ormana gittiğini ama Bill’in evde olduğunu mu söylüyorsun?”
“Evet.”
“Bay Fromier, pek inanasım gelmiyor. Bill’in ceketini o ormanda bulduk. Ceketin üzerinde birkaç damla kan vardı. Jennie’nin kanı. Onu da bulduk. Sadece birkaç metre uzaktaydı. Bazı fotoğraflar çektik. Görmek ister misin?”
“Fotoğraflar mı?”
“Cesedin. Görmek ister misin?”
“Hayır.”
“Evet, sanırım istemezsin. Hiç hoş görünmüyorlar. Yine de şu soruyu sormam lazım, Jennie’nin kanı Bill’in ceketinde ne arıyordu? Ve neden bir düzine tanık onları futbol maçından birlikte ayrılırken gördüğünü iddia ediyor?”
“Tanıklar mı?”
“Bay Fromier, maç çıkışında onları takip ettiğini biliyorum. Kamera görüntüleri var. Bu yüzden tekrar soruyorum. Bill’in Jennie’yi ormana götürdüğünü gördün mü?”
“Ben…”
“Gördün mü?”
“Görmedim.”
“Bence yalan söylüyorsun.”
“Bill evdeydi. Futboldan birlikte geldik. Bill dedi ki Jennie’yi eve götür.”
“Jennie’yi sen mi götürdün?”
“Soğuktu. Bill dedi ki Jennie’yi al ve ceketimi al. Ben dedim ki hadi ormana gidelim. Jennie hayır dedi. Bu beni kızdırdı. Onu ittim. Başını vurdu.”
“Ne?”
“Onu ormana sakladım. Korktum. Başımın belaya girmesini istemedim. Uyandı. Kızgındı ve bağırıyordu, bu yüzden ona vurdum. Ona vurdum ki sussun.”
“Ya ceket?”
“Ceket?”
“Bill’in ceketi.”
“Onu sakladım.”
“Nereye?”
“Yatağımın altına.”
“Tanrım, hayır, yatağının altında değil.”
“…”
“Düşün! Hayatında bir kez olsun düşün!”
“…”
“Onu ormana sakladın.”
“Onu ormana sakladım.”
“Evet, unutma. Bu detay önemli.”
“Üzgünüm.”
“Polisler sana bunları gerçekten sorduklarında bütün detayları hatırlaman gerekiyor. Bağırdığım için üzgünüm, aptal yerine konduğunu görmekten nefret ediyorum.”
“Biliyorum, Bill.”
Orijinal metin: u/pretty_creepy